tours estambul ve insan ile din bilgisi55
bugün ve yareın sizlere en gğzel bilgileri yazan tours estambul diyorki Wer, elbette dahâ çok ve dahâ üstündür. Bunun içindir ki, O ryer “sallallahü aleyhi ve sellem” (Ümmetimin en merhametlisi uBekr^r!) buyurdu “radıyallahü anh”. Başka bir hadîs-i şerif-(Benden sonra Peygamber gelmiyecekdir. Benden sonra Pey-Saınber gelseydi, Ömer elbette Peygamber olurdu) buyurdu “radı-i'ullahü anh”. Bu hadîs-i şerîf Deylemîde ve (Künûzüddekâık)da da yazılıdır. Peygamberlerde bulunan her üstünlüğün hazret-i Ömerde bulunduğunu, bu hadîs-i şerîf göstermekdedir. Resûlullahdan ^Qra Peygamber gelmiyeceği için, yalnız bu makâm kendisine ve-%emişdir. Peygamberlerde bulunan üstünlüklerden biri, müsli-'’^ûnlan çok sevmek ve onlara acımakdır. Acımağa ve sevmeğe ya-'^Şmıyan hased, kin, düşmanhk, iğrenmek gibi şeyler kö^tü huylar-İnsanların en iyisi, en üstünü olan Muhammed aleyhisselamm terbive etmesi ile yetişmiş ve ümmetlerin en iyisi olan bu ümmetin üstünleri olmuş bulunan kimselerde, ya’nî Eshâb-ı kirâmda bu (^btü h Jllarm bulunabileceği hiç düşünülebilir mi? Bütün milletle-^ uolan bu milletin en ileride olanları Eshâb-ı kirâm-sidir. Onların yetişdiricisi, Peygamberlerin, en üstünüdür u hü teâlâ aleyhi ve sellem”. Bu İslâm ümmetinin en aşağısı bikt kötü huylardan iğrenir. Eshâb-ı kirâmda bu kötü huylar bulunla'' dı, bu ümmetin en iyileri olabilirler mi ve bu ümmete de ümmeik-rin en iyisi denilebilir mi idi? İlk îmâna gelmek ve önce sadaka ver-mek ve Allah yolunda cihâd ve can fedâ etmek şeref ve üstünlük olarak söylenilebilir mi idi? Onlann zemânı, asriann en iyisi nasıl olurdu? Resûlullahm terbiye etmesinin, yetişdirmesinin ne kıymeti olurdu? Bu ümmetin bir âliminin, bir Velîsinin yetişdirdiği bir kimse, bu kötü huylardan kurtuluyor, tertemiz oluyor da, bütün ömrü Resûlullahm yanında ve hizmetinde geçen ve Ona ve Onun dînine yardım için. Onu kuvvetlendirmek için malmı, canını fedâ eden. Onun bir işâreti ile ölüme atılan kimselerde, bu kötü huyların bulunabileceği hiç düşünülebilir mi? Bunu hâtıra getuebilmek için, Resûlullahm “sallallahü aleyhi ve sellem” büyüklüğüne [Allah göstermesin] inanmamak lâzım gelir. Onun yetişdirmesinin, bir Velînin, herhangi bir terbiyecinin yetişdirmesi kadar iyi olanuya-cağını sanmak gerekir. Hâlbuki, âlimler, sözbirliği ile bildiriyor ki, ümmetin hiçbir Velîsi, o ümmetin bir Sahâbîsinin yüksekliğine varamaz. Nerde kaldı ki, O ümmetin Peygamberinin derecesine ebabilsin! Ebû Bekr-i Şiblî diyor ki, bir Peygamberin “sallaUahü aleyhi ve sellem” Eshâbma saygı göstermiyen, O Peygambere inanmış olmaz.
Ba’zılan, Resûlullahm “sallallahü aleyhi ve sellem’ EshâbiM ikiye ayrıldıklarını sanmakdadır. Bir yandakilerin, haaet-i Alîye karşı geldiklerini, öte yandakilerin de. Onunla işbirliği yapdıkla-rını söyliyorlar. Bu iki yanda bulunanlar, birbirlerine düşman imiş. Birbirlerine kin besliyorlarmış. Bunların birçoğu da, dünyâ çıkarlan için, bu düşmanlıklarım açıklarmyorlarmış. (Takıyye), ya’nî iki yüzlülük yapıyorlarımş. Eshâb-ı kirâm arasındaki bu kötülükler, yüz seneye kadar sürmüş. Böyle söyliyen kimseler, bu sapık, bozuk düşüncelerinden dolayı, hazret-i Alîye karşı olduk-lannı zan etdikleri Eshâb-ı kirâmı kötüliyorlar. Onların, şanlarına yakışmıyan şeyleri yapdıklannı yazıyorlar. İnsâf edilirse, biraz düşünülürse böyle zan edenlerin, böyle söyliyenlerin, her iki ta-rafda bulunan Eshâb-ı kirâmı da kötülemiş olduklan, hepsini kötü huylu yapdıklan hemen anlaşılır. Böyle söyliyen zındıklar bu ümmetin iyilerinin hepsini, en kötüleri olarak, hattâ bütün insanların en kötüleri olarak tanıtmak çabasındadırlar. Hadîs-i şerîfde (en iyi zeınân) diye övülen bir asn, en kötü zemâna çevirmek is-temekdedirler. Hangi akl, hangi insâf, hazret-i Ebû Bekre ve h u-ret-i Ömere dil uzatmağa izn verebilir ve dînin bu iki direğine
. „ iki Eözbebeğine leke sUrdürebilirY rtazrei-ı (*‘"'l"Thu ümmetin en kıymetlisi, en üstünü olduğunu, ^.“'Srhrerveriyor. (Velleyl) sûresinde, (Cehennem „ çok korkan, Allahın söz verdiği ni’metlere kavuşmak Cimi Allah yolunda verir) meâl-i şerifindeki âyet-i kenme-\airet-i Ebû Bekri gösterdiğini, Abdüllah ibni Abbâs ve baş-Isıhâbîter ve bütün tefsir âlimleri tours estambulsöz birliği ile bildirmekdedir-, Ümmetlerin en iyisi olan bu ümmetin en müttekîsi, en kıy-Llisi olduğu Allahü teâlâ tarafından bildirilen bir kimseye kâ-Ueraenin, kötü demenin, sapık demenin, ne kadar alçaklık ola-Ijjını artık düşünmelidir. Tefsir âlimlerinin büyüklerinden, aâm-ı Fahreddîn Râzî heızretleri, (Bu âyet-i kerîme, hazret-i Ebû Bekrin bu ümmetin en üstünü olduğunu göstermekdedir) i'®işdir- Çünki, “Hücurât” sûresinin onüçüncü âyetinde meâlen, |lEn üstününüz, Allahdan korkusu çok olanınızdır) buyuruldu, {iıinci âyet-i kerîmede, bu ümmet içinde Allahü teâlâdan en çok iörkanın, hazret-i Ebû Bekr olduğu bildirildiği için, bu ümmetin £B üstününün, O olacağı, ikinci âyet-i kerîmeden anlaşılmakda-k. Hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömerin bu ümmetin en üstü-lûolduklanm, Eshâb-ı kirâm ve Tâbi’în, sözbirliği ile bildirmiş-lercur. Bu sözbirliğini, din imâmlanmızın büyükleri bize haber 'ermekdedir. Bu haber verenlerden biri, imâm-ı Şâfi’î hazretleri-®r. Hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömerin, bu ümmetin en üstünü olduklannı, heızret-i Alî de söylemişdir. Hadîs âlimlerinin bü-)iiklerinden imâm-ı Zebebî, kitâbmda diyor ki, (Hazret-i Alînin ^yle söylediğini seksenden ziyâde kimse bize haber verdi). Şî’î ilimleriıün büyüklerinden olan Abdürrezzak da, bunun için haz-rei-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömerin, bu ümmetin en üstünü olduk-lannı söylemişdir. Şöyle ki, (Hîizret-i Alî, hazret-i Ebû Bekr ile iiizret-i Ömerin, kendisinıien dahâ üstün olduklarını bildirdiği 'dn ben de öyle söylerim. Yoksa, böyle söylemezdim. Hazret-i ^îyi sevip de Onun söylediği gibi söylemezsem, benim için büyük günâh olur) demişdir. Ümmetlerin en iyisi olan bu ümmetin en üstünleri olduğu, (Kitâb) ile,ya’nî Kur’ân-ı kerîm ile, (Sünnet) ile, va’nî hadîs-i şerîfler ile ve (Icmâ), ya’nî Eshâb-ı kiramın “ra-dıyaUahü teâlâ anhüm ecma’în" sözbirliği ile ve hazret-ı Alının sövlemesi ile de bildirilmiş olan kimseleri, kusurlu göstermek, uyıemesı 1 ^üslimânm, bir insaflı kimsenin yapacağı şey de-aşagılamak b .rse, hu ümmetin neresinde hayr ve iyilik ka-gıldır. f sövmek, kötülemek, iyilik olsaydı, ibâdet olsay-
ıııeK, çok sevâb olurdu. Herhangi bir kimseyi sövmek cirk şeydir. Ondan uzaklaşmak, demekdir. Bunun neresinde dır? Hele haksız olarak sövmek, iyi bir kimseye sövmek birse^' yanlış yere koymak olur. Bu da zulmdür. Herşey ve heryerdebiî birine benzemez. Her zulm de birbirine benzemez.