tours estambul ve allah bilgileri84
sizlere bugn yazan tours estambul diyorki Ehu AhduHuh b.Atıah, bir adama; sen ver, sonra peygambere şikâyet et." (Sonra devamla) “Eğer ben mal islersem, veya bilme/-scm, Peygamber (aley/ıisselâın) da bilmemi^tir." (bilmediğini Allah'a sorınuşiur.) diyen (öşür toplayan) hakkında Ölümle Iclva vermiştir.Endülüs fııkahası. /hn Halim el-Mıılefakkıh, Eı-Tıtteyluliy’in öldürülmesi ve ağaca asılması ile lelva verdiler. (Sebebi şu idi);
Kendisinde Peygamber (sullatlahu aleyhi ve sellemjı tahkir edici, kü-Ciıliucu sO/ sarlettigi müşahede edildi. Ve Peygamber (aleyhisselâmjd münazara esnasında yelim. Ali’nin kayınpederi dediği ve Peygamber (aley-lusselâmjm zühdü (helâl olanları yemesi) kasdı değildi. Eğer onları yemeye gücü yetmiş olsaydı muhakkak yerdi, daha bunlara benzer hezeyanlarda, iddialarda bulunduğu tcsbıl edildi
Kayrevan fakıhlcri ve Sııhmm'un dostları İbrahim el-Ferazî’n\n katledilmesine fetva verdiler. Bu adam (İbrahim el-Fcra/î) iyi bir şair idi. (Şer'î ilimler dışında) bütün ilim ve fünüiıda mâhir idi Münazara için Kadı Ebu't-Abbas b.Tahb'm meclisinde hazır bulunanlardan biri idi. Kendisinde bu hususla, yani Allah'la, peygamberleri ile, bilhassa Peygamberimiz fsallallahu aleyhi ve sellem)\c istihza gibi yasak kılınmış şeyler teshil edildi. Kadı Ebıı'l-Abbas, onu muhakeme etmeleri için, Yahya b. ömervc fukahadan başkalarını çağırdı. (Onlardan aldığı hüküm neticesinde) önün öldürülmesi vc asılmasına emir verdi. Karnına bıçak vurulup öldürüldü, sonra başı aşağı olarak (ayaklarıyla) asıldı. Sonra indirilip ateşte yakıldı.
Bazı tarihçiler naklederler ki; (Öldürüldükten sonra asılan İbrahim cl-Ferazî’nin) asıldığı darağacı kaldırılıp, bir tarafa konulduğü vakit, ağaç kendi kendine, dönüp onu kıble cihetinden çevirdi. Bu hal orada bulunan bütün insanlarca bir niücize telâkki edilerek, insanlar tekbir gelirdiler. Sonra bir köpek gelip kanını içti.
Bunün üzerine Yahya b.ömer. Peygamber fsallallahu aleyhi ve sel-lem) sözünde sadık oldu dedi ve şu hadîs-i şerifi zikretti:
Peygamber (aleyhissetâm) buyuruyor kı;
—Köpek Musliimunın kanını içmez.
Kadı Ebu Abdullah b.el-Mürabilf diyor ki; "Kim kı Peygamber (aley-lıirselâıuj mağlûp oldu derse, kendisinden tevbe etmesi talep edilir. Eğer levbe ederse ne âlâ. Hayır, eğer tevbe etmeyi reddederse, o zaman öldürülür. (,’ünku bu SÜZ Peygamber (uleylıısselıiıııjm derecesini noksanlaş-lırır. Zira mağlûp olmak Peygamber (aleyhisselâm/ın zatı için caiz değildir. Zira peygamber işini yakmctı gorııı vc her işinde muhafaza altındadır.
Bu bubda zikredilenin hepsi, ulemanın sövme veyahut noksaiı fc etme saytp bunu söyleyenin öldürülmesinin vacip oldufiuna .yij. verdikleri hususlardır. Bu hususla ulemanın evvel geleni vesonrap . leri arasında hiçbir ihtilâf yok tur. Her ne kadar, işaret cltiğimir>cıi<-de açıklayacağımız üzere öldürülmenin hükmünde ihtilâf ellilcrş{|ij^
Yine böylecc derim ki: Peygamber (sallallahu aleyhi vesellemfity^ layanm, O’nu koyun gütmesiyle, sehiv veya unutmak veyahutsıhu yahut kendisine isabet eden yara veya askerlerinin bazısının maj}. olması, veyahut düşmanından cziyyet görmesi veyahut zamanı tin darlığı, veya zevcelerine meyli gibi hususlarla onu tahkir ednıi-.'. bunların hepsinin Peygamber (aleyhisselâın)a noksanlık izafeelmoıi^ deden kimse için hükmü olumdur. Bu hususta bilginleringörujûne-duğu geçmiştir. Buna delâlet edecek husus da ileride gelir
PEYGAMBER (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEm ŞOVENİN VE O’NU AYIPLAYANIN ÖI.DÜRÜLMESNN VACİP olduğu HARKINDAKİ DELİL
Kur’ân’dan delil, Allahü Teâlâ’nın Peygamber fo/ey/ıûse/flmlatz:} yet edene dünya ve âhiretle lâ’net etmesi ve Allahü Teâlâ’nınktndş-: olan eza ile peygambere olan ezayı bir arada zikretmesidir. Allahü Tâ lâ’ya söven kimsenin öldürülmesi hakkında ihtilâf vaki değildir.ü:î ise; ancak kâfir ölan hakeder. Kâfir olanın hükmü ise olumdur.
Allahü Teâlâ buyuruyor ki:
“Şüçhe yok ki, Allah'a ve Kesûlünc e/.iyycl verenlere, Allah,dti)v da ve ahircite lânef etmiştir. Onlara, pek hor düşürücü birınbt hazırlamıştır” (687).
Allahü Teâlâ mü’mini (taammüden) öldüren kimse hakkmdadıh nun gibisini beyan buyurdu. Allahü Tcâlâ’nm dünyadaki lâ'neiiniı bazısı da ölümdür. Allahü Teâlâ buyuruyor ki:
“Lrı’ncilcıııniş olarıık nerede ele Kevirilirlersc, (uluturlar kıyasıya öldüriiliirler" (688).
Ccnab-ı Allah, yol kesen eşkıya ve onlara verilecek ce/a hakkında buyuruyor:
"Allah'a ve pey^amherine karşı savaşa kalkışanlarla yeryuründe fesada çalışanların cefası, ancak uldurülmeleri, asılmaları, yahut sa^ elleriyle sol ayaklarının çapra/vûri kesilmesi, yahııl da hulunduktarı yerden surelin edilmeleridir. İşle, hu ee/.a, onların dünyadaki rusvaylıgıdır. Âhi-relle ise kendilerine büyük bir a/ah vardır" (689).
öldürme mânâsına olan (kail) lâ'nct anlamına da kullanılır. Allah buyuruyor ki:
"Kahrolsun o yalancılar. Onlar, bir cehalet içinde bulunan Kafil yalancılardır" (690).
.Âyet-i kerimede "kati” kelimesi lanet mânâsına gelmiştir.
Ve yine Ccnab-ı Allah buyuruyor:
"... Allah, onları kahretsin, haktan batıla nasıl çevriliyorlar?" (691). Yani, Allah onlara lâ’nct etti. (Bu âyci-ı kerimede de) "kati" kelimesi lâ’nel manâsına kullanılmıştır. Çunkiı Allah'a ve Allah’ın Resulüne eziyyet etmekle mu’minlcrc e/'iyyet etmenin arasında (hüküm bakımından) lark vardır. Mü’minlere yapılan c/.iyyeiin cezası, ölümün başkasıdır. Dövmek ve (herhangi bir (tır) azap çektirmek gibi, öyle ise Allah’a ve peygamberine eza veren kimsenin cezası daha şiddetli ölür, ö da ölümdür.
AllahU Tcâlâ buyuruyor:
"Rabbin hakkı için, onlar, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem yapıp sonra da verdi)>in hükümden nefisleri hi;bir darlık duy madan lam bir Icslimiyetle boyun ekmedikçe, iman etmiş olmazlar" (692).
AllahU Tcâlâ kendi hükmüne karşı kalbinde darlık bulunan kimseden imanı nefyetti. Kimin kalbinde darlık bulunmazsa, onun kalbinde iman bulunmuş olur.
AllahU Tcâlâ yine buyuruyor:
"Ky iman edenler; seslerinizi peygamberin .sesinden yüksek çıkarmayın ve birbirinize bağırır gibi, O'na bağırmayın; haberiniz, olmadan amelleriniz boşa çıkıverir” (693).
Senin yanına geldiklerinde de, seni Allah'ın selâmlamadığı selâmlıyorlar. (ns-Selâmü aleyke yerine, üzerine ölümoljun
lamına gelen Es-Samu aleyke diyorlar). Kendi aralarında da: bizi, sevdikleriıni/le azablandırsa >a!” diyorlar. Onlara cehennem
"Yine münafıklardan öyleleri vardır ki, pesgamheri incilnorli/ O, her söyleneni dinleyen bir kulaktır." diyorlar. Deki: "^!! si/in için bir hayır kulağıdır; Allah’a da inanır, mü'minleredt...|g.
edenleriniz için bir rahmettir. (Sonra Allah şöyle buyurdu): Allah’m, sülüne eziyyel verenlere ise, acıklı bir azap vardır" (695).
"Ey Resulüm, eğer kendilerine, hakkımda niçin borle drdinİ2?diw sorarsan: "— Biz, ancak lâfa dalmış şakalaşıyorduk." derler. [)(), "— Allah ile, âyetleriyle ve O’nun peygamberi ile mi eğlenirordunn’' Boşuna özür dilemeyin. Siz iman elliğinizi söyledikten sonra, ipnirtıi küfrü açığa vurdunuz. İçinizden bir kısmını bağışlasak bile, diitrü kısmını, suçlarında İsrar etliklerinden azabımıza uğratacağız" (69(
Müfessirlcr "Sonra içinizdeki küfrü açığa vurdunuz'' meâlindrtihtı Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) hakkında kendisinelâvâolo yan sözü söylemekle küfrettiniz şeklinde tefsir etmişlerdir.
(Buraya kadar zikredilen, Peygamber (a/n7j/55e/£Î/«)a söven Iik nin öldürülmesinin vacip olmasına delâlet eden âyetler idi). Bu bu» tâki icma-ı ümmet ise yukarıda zikrettik. Hadîs-i şerifler iseşunlarıir
Şeyh Ebu Abdullah Ahmed b.Muhammed b.Calbun; EbuZtrt Herevt, Ebu’l-Haşan ed-Darekutnî, Ebu Ömer b.Heyyuyele,\blfi^ nu’d b.Nuh, Ahdulaziz b. Muhammed h.Huseyn h.Zchale, AtdÂ^ b.Musa b.Ca'/er, Ali b.Musa, babasından, dedesinden Muhamnfd^^ b.el-Hüseyn, babasından, Hıiseyn b.Ali de babasından (Hz. Alı)mr yet edilmiştir.
Peygamber (sallallahu aleyhi rr sellem) buyuruyor ki:
—Ka'b b.F.şrcf’in oldurıılmesini kim cnRclicycbilir? Çünkıı O, Ailah ve peş Kamberine e/ıı ediyor.
Peygamber (alcyhıssclâm) böyle buyurdu ve onu öldüreni kendisine gönderdi, öldürülmesi de kendisine tevbe etmesini teklif etmeden, ansızın ve hile ile vaki olmuştur. Müşriklerden Ka’b’dan başkasının öldürülmesi böyle değildir. (Müşriklerden öldürülen kimseye önce Islâmiyeti kabul etmesi teklif edilir).
Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Ka’b’ın öldürülmesinin sebebinin kendisine yapılan eza olduğunu beyan buyurdu. Bu, O’nun öldürülmesi, müşrik olmasından dolayı değil, eza eniğinden dolayı olduğuna delâlet ediyor. Yine böylece. Peygamber (aleyhisselâm) Ebu Rafi’nin öldürülmesini emretti. Berâ b. Âzib fradıyallahıı anh) diyor ki;
Ehu Rafı ’ Peyfiaırıber (sallallahu aleyhi ve sellenıje eziyyet ediyor ve duşttıanlantıa yardım ediyordu (699).
Rcsûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Adamın biri Rcsûlullab (sallalluhu aleyhi ve sellctnjc sovuyordu^^ mm üzerine (aleyhısselûtu vesselam) buyurdular:
—Dıı^manımın iyerrinrien beni kim kıırrarır?
Bunun üzerine Peygamber (aleyhisselâm), Halid'i onu oldurmtkiç, Kunderir. Halid de y^ider unu öldürür.
Yine bOylece, Resûlullulı (sallallahıı aleyhi ve sellenı) Nadtb.d-Hs^ ve Ukbe b. Ebıı Munyt gibi kâlirlerden kendisine söven ve edenlerden bir cemaatın öldürülmesi iyin emir verdi.
Ve yine (aleyhisselâiü vesselâm) Mekke’nin fethinden önce vtvp-, kâfirlerden kendisine eziyyet edenlerin öldürülmesini vasiyyet eıti.B, nun üzerine onlar öldürüldüler, Ancak öldürülmeden önce Isliranr kabül edenler hariy (onlar ölümden kurtuldular).
Bezzur İbn Abbas (radıyalluhu anhumiĞdU rivayet ediyor
Ukbe b.Ebu Muayi, avazı yıklığı kadar yoyle ba|ırdı;
—Bana ne oluyor ki, iyinizden böyle eli ayağı bağlı olarak (uvısr> dan) öldürülüyorum? Bunun üzerine Resûlullah (sallalluhu aleyhıta-lenı) ona cevap olarak buyuruyor:
—İnkâr edip kâfir olman ve resûlullah (sallallahıı aleyhi sesdku iftira etmenden dolayı (olduı uluyorsun) (701),
Abdurruzzuk rivayet ediyor:
Bir adam Peygamber (sallallahıı aleyhi ve sellemie sövdü. Bunun» rine Peygamber (aleyhisselâm):
—Kim düşmanımın şerrini benden giderir?
Ziibeyr (radıyallahıı anlı):
—Ben, dedi. Bunun üzerine;
Zübeyr onunla cenkleşerek, O'nu oldurdu (702).
Yine rivayet ediliyor ki:
Bir kadın l\*ygamber (aleyhisselâm)zı sövüyordu. Peygattıbcrfci" hisselâtn):
—Düşmanımın şerrini benden kim giderir?