tours estambul ve allah bilgileri094
sizlere en güzel yazılımızı yazan tours estambul çok çaıstı ve tours estambul diyorki Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh)\n Yemen’deki cmıri Muhacir (lOSa) İhtı Ebu Uıtıeyye'ye orada bir kadının dinden çıkarak Peygamber fsal-lollahıı aleyhi ve sellenıle söverek lUrkıı söylediği haberi ulaşınca, o kadının ellerim kesti ve a/ı dişlerini çıkardı (dilini kesti). Bu olay Ebu Bekir’e ulaşınca. O’na şöyle dedi:—Eyer onun elini, dilini kesıııemış olsaydın, onu öldürmen için sana emrederdim. Çdnkıi peyyamberlere sövmenin cezası diğer cezalara benzemez (705).Ibn Ahbas (radıyallahu anhUma)(lan rivayet edilmiştir:
l^latme kabilesinden bir kadın Peygamber (sallallahu aleyhi ve sel-lem)\ zem etli. Bunun üzerine (uleyhissalâlu vesselâm):
“Benim yerime onu kim oldurur?” buyurdu.
Bir âmânın ümmü veledi (karısı) vardı ki, Peygamber (sallallahualej. hi vesellemjc sövüyordu. Kocası onu Peygamber’e (sallallahualtfhnt sellem) dövmekten menediyordu. Fakat kadın aldırış etmiyor ftöy/rıy. sine devam ediyor)du. Bir gecenin bir saatında kadın, Peygamberedir). hisselânOm namusuna dil uzatarak sövmeye başlayınca, kocası om öldürdü. Durumu Peygamber (uleyhisselâm)a bildirince, Peşgambo (aleyhissetâm) kadını heder etti (öldürülmesine karşılık olarak,öldürt-ne bir ceza terettüp etmeyeceğini işaret buyurdu) (707).
Ehu Berze el-Eslemî, rivayet ettiği hadîste der ki:
Bir gün Ebıı Bekr es-Sıddık fradıyallahıı anh)\n yanında otururkoı, Müslümanlardan bir adama öfkelendi.
(706) Kaadt İvaz (r.h.) ın Şifa mcınıııc muhtasaran aklığı bu hadı^yi Şarih Şitub Hı(ad|ts bil Mirciıc jerh \c i/ah ciniiylir. Mı;ıııııı daha ışı anlaşılması um asııen naUcdışmz:
*'0 k.'idıııın oldıIrUlıncsı hakkımla munak.ışa edilmez" şeklinde lertume edilenalcshısşdiiııırv Selâın'ın cevabında kulinnılan ifadede darb-ı mesel yoluyla şnşle buyurulmuşlur
‘‘—La ycnlclihu fiyita anezani" bu bir Arab alasO/uduı kı. latadar arasında »alioluI»ş. den sonra birbirini dO»cn veya sOsenler bııbırlerındeiı bu şeş olmadan aşrılıp gıdakr kcdne lekcleı de bOyle yaplıkları için bu meseli alcshısselâlıl ve's-Scl.iın da burada kullanmıji» Bak dıscye konu olan kadın ,'İ5Wö hınıı Mfrvan Hem ümeşye’den £fydh. Huvynu'l-lhım'mit rısıdır ve şairdir. Peşuambcrımız (s a.».)ı »e Müslümanları hıcseılerek Muslumanlaracaraı»oi)ok İşle bundan dolayıdıı kı, onu L/nıeır fi. Aılıv h Hırofe h. L'mevve/e■/•//umıfonunpeşpıtltr» zı hicveden sözlerini duyunca, bulunduğu İledir harbinden dönünce onu öldürmeşt şaşasa Siyer âlimlerinden Ilın Ahdi 'l-Uerr Sıınwvri'\t göre hadise şöyle olmuşlur: O kadın onoalaU deyidir. Ilır rivayeıe göre de anasıdıı deniliyor Hem de koulnr ve kas minin ilen gdenlmııdai Umi'vr
Kadı Ismail vc imamlardan birçokları, bu lıadîsın vukuuna sebcb, adamın Ebu Bckr’e sövmesi oldufiunu rivayet ederler. Nesai rivayet ediyor; Ebu Bekr’in yanına gelmişti. Ebu Bekr bir adama ağır konuşlu. O da redd-i cevap edince, ben (Ebır Uerzc) Ebu Bekr’e şöyle dedim;
“—Ey Allah’ın RcsCıUmün halifesi! Beni bırak da onun boynunu vurayım". Bunun üzerine Ebu Bekr;
"—Olur, öldürülmek ancak peygambere sövmek ıçm olur. ” (başkası için olmaz), dedi (708).
Kadı Ebu Muhammed b.Nasr, Ebu Bekr’in bu işine kimse muhalefet etmedi, diyor. (Boylecc icma-ı ümmet olur).
Bu hadîs-i şcrille imamlar istidlal ederek, Eeygamber (sallullaluı aleyhi ve scllem)\ öfkelendiren kimseyi, her öfkelendirdiği veya O’na eza ettiği veyahut O’na sÖvdUğıi şeyle öldürülmesine feiva verdiler. Ömer b.Ab-(iulaziz (rahımeluıllah)m Kûfc’dekı valisine gönderdiği yazı bu kabildendir ki. Küfe valisi Ömer’e söven kimsenin öldürülüp öldürülmeyeceği hakkında müşavere etmişti. Ömer (radıyallaluı anh) ona şöyle cevap verdi:
"—Müslumanm, insanlardan birine sövmesiyle öldürülmesi helâl olmaz. Ancak herhangi bin Peygamber (sallaltahıı aleyhi ve sellemje söverse o hariç. Peygamber (alcyhisselâm)a söven kimse öldıınıhır. Onun kanı helâldır.
Harımü'r-Reşid, İmam Malık (ratıımehultalı)ı\. Peygamber (sallalla-hu aleyhi ve sel/emje söven kimse hakkında sordu vc Irak lukahasının, onun dövıılmcsine fetva verdiklerini zikretti. Buna İmam Malik öfkelendi ve dedi ki;
—Ey mü ’minlerin emin! Peygamberine sövııldükten sonra Ümmet doğru yolda baki kalamaz. Kim peygamberlere söverse, o öldüruliir. Peygamber (aleyhi.s.selâm)m sahabesinden birine söven kimseye dövülerek d :a verdir.
Kadı Ebu cl-FadI (musannif) diyor ki: Irak fukahasından böyle fetva verdiğini İmam Malik’iıı dostlarından menakibini nakledenlerden birçoklarının rivayetinde vaki olmuştur. İmam Malik’in sözlerini yazanlar ve başka siyer sahipleri de böyle naklctrnişlerdir. Harun Reşide böyle fetva verenler Irak fukahasından kimler olduğunu bilmiyorum. Biz, İraklıların görüşlerini zikrettik. Onların görüşleri şudur; Peygamber (aley-hisselâmja .söven kimse öldürülür. Belki onlar ilmiyle meşhur olmayanlar veyahut fetvalarına ilimad edilmeyen veyahut da, heva ve hevesleri buna meyleden kimselerdir. Veyahut Harun Reşid'in ı>rı
durülmcsini icap ctıirnıeyon sövmeden bankasına hamlolunıır, I onun sö\mc olup olmadığı hakkında vaki olmu^ olur. Vcşahuıday^ ven, rıicıı etmiş, levbc etmiştir. İmam Malik (rahi/nelnıllah}adamc)(k olduğu gibi anlatılmamış olur. Yoksa Peygamber (aleyhısselâm)asb\tn kimsenin öldürülmesi hususunda icma-ı ümmet vardır. Nitekim biz bu nu zikrettik.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellemje söven kimsenin öldürülme-sine akıl ve kıyas yönünden şöyle delil getirilir: Şüphesiz Peygamber^sa/. laliahtı aleyhi vesellenıjc söven veya O'na noksanlık isnad eden kimsenin, kalbindeki hastalığın alâmeti, iyinde gizlediği kutur ve kötü niyetin delili zahir olmuştur. Bunun içindir ki, ulemanın çoğu onun murtedoldy ğuna (dinden çıktığına) hukmetmemişlerdir. (Çünkü içten Müslüman değildi ki, dinden çıksın). O (muried olması) Şamlıların, Malık (rak mehuUah), b'vzaî (ralwuehullah)&an olan rivayetleridir. Sevrî(rahme-hullah), Ebu llanıfe frahimehullah) ve Kûlclilerin görüşü deböyledır.
İmam Malik (rahimehullah)dan başka bir görüş de nakledilmiştir; Pey-gamber (aleyhisselâm)a sövene, her ne kadar onun kâfir olmasıylehûk-medilmczse de, had olarak öldürülür. (Öldürüldükten sonra, cenazen yıkanır, namazı kılınır ve Müslümanların mezarlığına defnedilir.) Ancak, sözünde ısrar eden, söylediği sözü inkâr etmeyen, kesin olarak sövmeyi terkettiğini ifade etmeyen kimse hariç. Böyle olan kimse kâfirdir. (Onun öldürülmesi de küfrü sebebiyle olur. Dinsiz gibi). Onun sözü, açık açığa küfürdür. Peygamber aleyhısselâm)\ yalanlamak ve buna benzeyen hususlar gibi. Veya istihza ve zem’i ifade eden kelimelerden-dil. Bunları itiraf etmesi ve bunlardan te\ be etmemesi, bunları helalde meşine delildir ki, bu da küfurdiır. Bu adam da hiçbir ihtilâf olmadan kâfirdir. Bu gibi olan kimse hakkında Allahü Teâlâ buyuruyor ki;
“Münafıklar Allah'a yemin ediyorlar ki, (Peygamberle alay ve ona hakaret sözünü) söylemediler. And olsun ki. o kıifiir kelimesinisöv^ diler ve kâfir oldular; ve muvaffak olamadıkları cinayeti (peygamberej suikasdi) kurdular" (709). I
Müfessirler, o kelimenin kâfirlerin şöyle dediklerinden ibaret oldu-ı ğunu söylerlerda bulundu, (Bunun u/.crınc bu âyci geldi).
Ri\aycl edilir ki, onların so/lerı >o\iedemelerinden ibarellir: “Biüim halimi/ ile Muhammed’in hali, köpeğini besle, sem yesin (ısırsın) diyenin so/u gibidir.” s e Allahu leâlâ’nın bu âyeiıe beyan buyurduğu
•*I>iyorlar ki, (eğer bu savayian) Medine’ye bir dönersek, kuvvet ve ycrefi yok olun (bi/ler), /ayıl se duyıık olum (mu'mınler loplulugunu) orudun vıkurueuklır. Hulboki kuvvet ve üstünlük Allab'ın. Kesûlunun ve mu’minlerindir; lııkut mıınurıklar bilmezler” (7uya).
Deniliyor ki, bu gibi sOz söyleyen kimse onu gizliyorsa, onun hukmu zındığın hükmü gibidir. (Kâfir olduğu iyin) öldürülür. Çünkü o, dinini değiştirdi, müried oldu. Peygamber (aleyhıssclâın) buyuruyor ki;
—kim, dinini değiştirirse, onun boynunu vurun.
Peygamber (sallallalııı aleyhi veii'llcnı)\o hükmüne hürmet etmek, ümmeti iyin bir meziyet lir.
Peygamber {a/eyhisselânıjm ümmetinden hur olan kimseye sövene, ceza olarak sopa atılır. Peygamber (aleyhısselâm)n sOven kimsenin cezası ise, O’nun şeref ve derecesinin, başkasına nisbetle daha
Peygamber (sallullahu aleyhi ve sellenı) kendisine "Ölıım üzerine olsun” diyen Yahudiyi niçin öldürmedi? Halbuki bu bedduadır (710). Ve yine başkasını öldürmedi ki o, Peygamber (aleyhisselânı)a:
— Bu öyle bir laksimdir ki, bununla Allah rızası ımırad edilmedi, dedi. Bu sözden Peygamber (uleyhisselânı) eza gördü, de şöyle buyurdu:
“Musa (alcylıisselâm)a, bundan daha He c/iyyel edildi de, O (İsrail oğullarmın c/asına) sabrcHi” (711).
Ve yine gok /aman kcıulisine c/iyyet eden ımmalıkları da öldürmedi
Cevap:
Bil kı. —Allalı beni ve seni muvalTak kılsın— şüphesiz Peygamber (sallalkılnı aleyhi ve selicm) Islâm'ın ilk zuhurunda, insanları ona ısın dırmak, kalblerini ona meylctıirmek, onlara imanı sevdirmek, kalble-rinde güzelleştirmek istiyordu. Onlara yumuşak davranıp, ashabınaşöjlı buyuruyordu:
—Siz ancak, kolaylaştırıcı olarak Kondcrildiniz. (Benden sonra)yok sa guvleştirici olarak gönderilmediniz (712).
Yine buyuruyor ki (aleyhisselâtıı vesselâm):
—Kolaylaştırın, güvleştirmeyin. Toplayınız, dağıtmayınız (713).
Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) münafıkları öldurmedigindeı beyan ı itizar ederek şöyle buyurmuştur:
—İnsanlar (aralarında) Mulıammed (sallallahu aleyhi ve selleın) ıs hainin olduruyor diye konuşmasın (diye ben onları öldürmüyorum).
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) kâfirler ve münafıklara yu muşak davranıyor, onlarla güzel sohbet ediyordu. Onların kusurlarır görmüyordu. Onların eza ve cefalarına, sabr ve tahammül ederdi ki,bu gun bizim sabretmemiz caiz değildir. (Çünkü biz onları küfürlerinde menetmek ve dilediklerine hürmet etmemekle mükellefiz). Onlara il san vc ikram etmekle iyi davranırdı, onları hoş tutardı. AllahuTeâl Peygamber (aleyhisselâın)a böyle emretti. Allah buyuruyor ki:
İçlerinden pek azı müstesna, sen. onlardan daima bir hainlisi farkına varıp duracaksın. Köyleyken yine onlardan suçlan bağışla\ta| dırma; çünkü Allah, iyilik edenleri sever" (714).
—Hem iyilikle kötülük müsavi olmaz. Sen kötülüğü, en güzel olı iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle arasında bir düşmanlı bulunan, yakın bir dost gibi olmuştur (715).
Allahü I câlâ’nm böyle emretmesi, İslâm’ın ilk günlerinde insanla)
yumuşak davramimastna vc MuslUuvaıdarın bir araya toplanmasına ihtiyaç olduğu için idi. Vakta ki İslâm dini istikrar buldu vc Allahü Tcâlâ İslâm dinini bütün dinlere üstün kıldı; Peygamber (uleylnsselûm) kendisine tecavüz edenlerden kadim olduğunu vc bu işlerde şöhret bulanları Oldurdu. Peygamber (ak'ylıısselâııı)m Ihn Haial'c yaptığı gibi. Mekke’nin fethi günü ba/.ılarınm oldürtılmcsı için vasiyyet ettiği. Ya-hudilcrdcn ve daha başkalar nidan sessiz vc ansı/m öldürmesine muvaffak olduğu gibi. Peygamber f«/ev/ıis.vc/«/ıı;aeziyyet edenlerden, Ihn Eşref.
Ehi Rafı' en-Nadr ve Ukhe gibi Peygamber (uleyhtsselûm)\n sohbetine nail olmayan ve imanı açıklayanlara karışmak bahtiyarlığında bulunmayanları alenen oldurduğu gibi. Ve yine böylccc, onlardan başka, Ka’b b.Zıiheyr, Ibn ez-Zehi’ra ve başkalarından peygambere eziyyet eden bir cemaatın kanını heder etti. (Öldürülmesinde bir beis olmadığını işaret buyurdu). Ta ki bunlar İslâmî kabul edip. Peygamber (aleyhısselâm)\r\ yanma boyun eğerek geldiler.
Münafıkların iç halleri gizlidir. Peygamber (iallullalııı aleyhi ve sel-lem)\n hükmü ise zahiredir. Böyle Peygamber (aleyhisselâm)a eza verecek kelimeleri münafıklardan vc onlar gibi olanlar gizli olarak söylerlerdi. Söyledikleri sözler peygambere ulaştırıldığında, onlar inkâr ederler vc söylemediklerine yemin ederlerdi
“Münafıklar Allah'a yemin ediyorlar ki. (Peygamberle alay vc ona hakaret sözünü) söylemediler. And olsun ki, o kafur kelimesini söylediler...” (715a).
Bü (yaptıklarıyla beraber) Peygamber (sallallahıı aleyhi vesellenı} onların tevbe edip İslâm’a dönmelerini çok ar/uluyordu. Bunun için Peygamber (aleyhisselâm) onların sözlerindeki, düşüklüğe ve kabalığa sabrederdi. Nitekim peygamberlerden ulul-azm olanlar sabrettiler. Ta kı onlardan çoğu açık açığa Islânia döndükleri gibi, iç âlemlerinde de donenler çok idi. O anda ihlaslı Müslüman olanlar gibi, sonr.tdan da ihlaslı Müslüman olanlar vardı. Allahu Tcâlâ onların ihlasından sonra onlardan birçoğu ile savaş işinde fayda ihsan elti.
Onlardan bazıları, Islâm devletinde vezir, emir, hâkim ve dine yardım edenler oldu. Nitekim bize tarihçiler bunları zikrettiler.
İmamlarımızdan bazıları, bu cevaplarla, soruyu cevaplandırdılar.
Bu SÖZÜ izah etmek için yine (musannif) diyor ki: Belki de Peygamber (sallallahu aleyhi \'esellem)c ulaştırılan sözler, O’nun katında sabit olmamıştır. Onu ancak bir kişi ve bu konuda, çocuk, köle veya kadın gibi şahid olma derecesine ulaşmayan kimse naklctmiştir. Ölüm cezası ise ancak iki âdil olan şahidin şehadetiyle verilir. Bu ihtimale hamlolu-nur. Yahudilcrin selâm vermekte, "ölııııı ı/cm/ı/ce 0/.M//1"demeleri. Onlar âdetleri mucibince “selâm” kelimesini lahrif eltiler ve açıklamadılar.
(7l5al El-Fobc Süresi, iyel. 74