tours estambul ve allah bilgileri44
evet arkadaslar sizlere en güzel yazıları yazan tours estambul diyorki Kadı Ebu Muhammed h. Nasr, bu hadise cevap olarak geçen sözler;. bir kısmını serdettikten sonra diyor ki: Hadîs-i şerifte Peygamberin hisselâm) bu Yahudi'nin cizye verenlerden mi, kendilerineemanvenleı zimmi mi, yoksa chl-i harb mı olduğunu zikretmedi. Delillerin ikiızaj, tikleri hususlar ise; birçok hususlara ihtimalli olan şeye terkcdilmez B; hususun hepsinde evlâ olan ve bu yönlerden en açığı olan belki ojij; iman ederler diye din işlerinde yumuşak davranmak, dini scvdirectki). lerdc bulunmaktır. Bunun içindir ki Buharî, taksim ve Flarid hadisııi4 mânâsı ışığı altında "Dini sevdirmek ve insanları dindenıızaklafUrni. inak için Haricilerle savaşmayı kim lerkederse" bir babzıkmmv tir. Buharî, Mâlik’den rivayet ettiğimizin mânâsına ve dahaönceiR^ ettiğimiz hususları da göz önüne almıştır.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), onların kendisine sihir malarına, kendisini zehirlemelerine sabretmiştir ki. bunlar, onlarınPn gamber (aleyhisselâm)a sövmelerinden daha buyiıktur. Peşgamba (aleyhısselâm) Adlah ona kâfirler aleyhine yardım etmesi veonlardaj tayin ettiğini öldürmesi hakkında kendisine izin vermesine kadar (sat-retti). Allah onların kalblcrinc korku düşürerek, kalelerinden indirt Onlardan dilediğini memleketlerinden çıkarmayı yazdı, onları mcısle ketlerinden çıkardı. Onlar evleri kendi ve mü'minlerin elleriyle sıkıp harap ettiler. Onlara; “— Ey maymunların ve hınzırların kardeşlen!",dıyt açık açığa, kötü söyledi. Onları yakınlarından uzaklaştırdı.Onlannatt-/ilerini, yurdlarıııı ve mallarını miras kıldı. Allah'ın sözü (dini)şn® sin, küfreden kimselerin sözü (dinsizliği alçalsın) diye.
Hz. Aişe (radıyallahu anhûl'âcn rivayet edilen hadts-i şeriftevandor muştur ki. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), hiçbir zamanb dişine yapılan eziyyel ve sövmeden dolayı kendisi için intikam almamış» Ancak Allah’ın izzet ve azametine noksanlık ifade edildiği vakit,Allah'ın intikamı ile kendi intikamını da almıştır.
Cevap:
Bil ki, Peygamber (ateyhisselâm)\u kendisine söven, yahut ezijydede veyahut da kendisini yalanlayandan intikam almadığını iktizactıntt Çünkü bunların hepsi Allah’ın haram kıldığı hususlardır ki, hepsiu intikamını almıştır. Peygamber (aleyhisselâm)\n intikam almadığb suslar, ancak, terbiyesizlikle ilgili olan veyahut onlardan birine muamelede işleyenin eza kasdcimetiiği hususlardan olan malveyıi'^ se, söz
l akat, yaradılışları iiıbaıiylo kabalıklarından veya şcrialı bilıncmcle-rınden, veyahui da beşerin yaradılış icabı olan gafletinden dolayı olan kı, cahil bil Arab’ın Peygamberimi/^ty/eı7ımt'/«r»yın gömleğini şiddetle v’ckmesı, hatla boşıuında 1/ bırakması gibi, başkasının yanında yüksek sesle konuşması, koylu bu Arabm. peygamberin kendisinden at salın aldığını inkâr etmesi gibi ki, bu alışverişe Huzvyme iuhul olmu^lu. Peygamber (aleyhisselâm) aleyhine iki zevcesinin bırbiriylc yardımlaşmasını peygamberin bağışlaması gibi hususlarda peygamber intikam almamıştır
’l'ahuı, (bu gecen hadîs) bir kâlırin Kcsûlullah’a cziyycl edip, sonradan Müslüman olmasını umıl eniği hususlardan olabilir. Peygamber (iol-lalhıhu aleyhi ve aelleınK sihir yapan Yahudi, kendisini öldürmek istediği cahil koylu Arap \e kendisini /ehırleyen Valuidı kadınını alleitiği gibi. Bu kadını Peygamber (sullalluhu aleyhi ve sellem)‘\n öldürdüğü de rivayet edilir.
Pey gamber (alevhısselânUA munalîk vc kitap ehli olanlardan gelen ezadan onlara ve onlardan başkalarına Müslümanlığı sevdirmek icın onları bağışlaması da bunun gibidir. Nitekim daha önce bunları
h'aach /yaz (rahımehallah) diyor ki; Peygamber (sallallahu aleyhi vesel-lenıje kasden söven, O’nu tahkir eden \c ayıplayan kimse, olması mum kun olsun olmasın, hangi yönden olursa olsun öldürülmesi hakkındak soz, yukarıda teshil edilmiştir Bu ayık bir surettir ki, bunda anlaşıla mayan bir şey yoktur.
İkinci suret ise, açıklanması ve gizli kalmaması bakımından birine veçhe ilhak edilmiştir. Peygambeı (sallullaha aleyhi ve seİleniJc yönel lerek soz söyleyen kimse, so/u ile, sösmeyı, tahkir etmeyi kasdetmiyor Sozunun mazmununa da inannııyor. l akat Peygamher (aleyhısselânı/n yönelterek, ta’netmesi, sövmesi, Peygamher (sallallahu aleyhi vesellenıj yalanlaması, veyahut peygambere izalesi caiz olmayan şeyi ona izafe et mesi veyahut Peygamber (aleyhisselâm) hakkında noksanlık teşkil eden ve peygambere vaeip olan hususu ondan nelyetmcsi gibi küfrü icap et lırccek kelime ile konuşlu. Meselâ, Peygamber (aleyhısselâmjıı büyük günah ısnad etmesi, dini emirleri tebliğde yumuşak davranması, insan lar arasındaki hükmünde gevşek olması, gibi Veyahut yüksek derecesi III noksanlaştıracak, veyahuı soyunun şerefine leke getirecek, veya ilminin veya zühdünün c‘>kluğuruı leke konduracak luısiıslan konuşmak gibi.
Veyahut, Peygamber (sallallahu aleyhi ve \ellemj\n haber verdiği ve tevaiuren sabit olduğu hususlardan meşhur olanları. Peygamber (aley-hisselâm)\n haberim reddetmek için onu yalanlaması, veyahut
aklın kabul etmediği gibi konuşmak ve bir çeşit peygambere sövmek bi ki, her ne kadar söyleyenin haline Peygamber (aleylussı;lâm)\ar^^ ve O’na sövmeyi kasdetmedıği anlaşılsa da. (Bu sözler kendisine)vj Peygamber (aleylıisselâm)\n sıfatlarını bilmemesi onu böyle söyleinift. sevketrniştir. Veyahut (herhangi bir hadiseden) içinin sıkıntısı bOylejo, letmiştir ona. Veyahut da sarhoşluktan dolayı onu söylemeye meett olmuştur. Veyahut diline tam mânâsiyle sahip olmadığından vedujr, meden hiddetli olarak konuştuğundan söylemiştir. Bu (ikinci)sureir ' hüknui, birinci suretin hükmü gibi, hiç tereddüt etmeden ölıimdur.Çu.; I kü hiçbir kimse küfür hakkında cahillikle veya hata yaptığını unun^. ' ğunu iddia etmesiyle veyahut zikredilen hususlardan herhangi bim'< f mazur sayılmaz. Çünkü o kimse yaradılış itibariyle akıllıdır, üelidep-dir. Ancak kalbi imanla mutmain olduğu halde bu hususları söjbK. ye zorlanan hariç.
Endülüs ulemasından, /bn Halem, Peygamber faleylmselâmliinny dü nefyeden için böyle zikrettiğimiz gibi fetva vermişlerdir,
Muhammed b. Suhnım diyor ki: “Düşmana esir düşmüş ve düşmana elinde bulunan kimse. Peygamber (sallallahu aleyhi ve.se//pw)csoıcnr o kimse öldürülür. Ancak, Hıristiyanlığı kabul elliği veyahut sövmev* mecbur edildiği bilinirse o müstesna." Ebıı Muhammed h-Zeyıtimk gibi hususlardan unutulma ve hata yapma iddiası ile mazur görıilmc dediği rivayet edilir.
Ebu’l-Hasan el-Köbisî, sarhoşluk halinde Peygamber (aleylmselinn söven kimsenin öldürülmesi hakkında fetva vermiştir. Çünkü onunbö)lt itikad ettiği ve ayıkken de söylediği tahmin edilir.
Çünkü bu, aynı zamanda temiz kimselere zina iftira etmek, adamiıt-dürmek ve diğer hududlar gibi had’dır. Sarhoşluk onu düşürmez. Çünkü onu kendi nefsine koymuştur. Zira aklını giderici olduğunubildıç ve onun sebebiyle günah işleyeceğini bilerek içki içen kimse, içkinin«■ bebiyle olacak şeyi işlemeye kasteden kimse gibidir. Buna göre, şun talâkı, azad etmesi, .sahilidir, kısas ve diğer hududlarladasorurclt tutulur. Buna Hz. Hamza'mn hadîsi ve Peygamber fü/çv/ıiMP/ûm)a"& ancak benim babamın kölelerisiniz" (718) sözünü işiten Peygamber hisselâtn) O’nun sarhoş olduğunu bildi ve onu mıiahazc etmeden ondan ayrıldı. Bununla itiraz edilmez. Çünkü içki içmek o vakit daha hara kılınmamıştı. Onun cinayetinde günah yoktu. O vakit sarhoşdan»ılı olacak herhangi bir suç, uykuda iken vaki olan ve akibetindcema: bulunulan ilacın içiminden meydana gelen suç gibi bağışlanmış idi
(718) İmam DııharI, Sahih 57. Kiıahıı I ar?i’l-HumM; I, llahıı I ar^i'l-HumMÜf don. hnaııı Miislıııı. Sahih. .16. Kiiahu’l-I >ribc; 1. üalnı r.ılmmı'l-lnohı vo mmc'ı-Tcmmt')»w vc'/-Zcbibi vc guyrıba mimnıa Yuskırıi'do I (197')) No.lu metni llz. /-l/ı(k.v,)dcnuhtKBBS( lınuııı Lhtı Puvııd. Sünen Kiıahiri-Hariie \e'l- ley ve'l-lm.ıre ll.ıhnn fı llcv.ıni McvJ«kı«' Hıımsi ve Schnıi /i’l-Uıırda'da yine II:. Alı (r.a ld.ın ı.ıhny
İnsanlardan birinin. Peygamber (sallallalıu aleyhi ve seUeııı)\ söylcdi-öı ;>eylcrde (tcvaiııren sabıı olan hususlarda) veya Islâm ahkâmından getirdiği şeyi yalanlaması veyahut peygamberliğini, (mutlak olarak ve Arap’tan başkasına) peygamber olarak gönderildiğini veyahut dünyada varlığını nefyeder. Veya ila peygamberi inkâr ederek küfreder. Bununla kendi dininden başka bir dine geçsin veya geçmesin birdir. Bu adam ihtilafsız olarak kâfirdir. Öldürülmesi vaciptir. Sonra bakılır, eğer söylediğini gizlemez, açığa vurursa, onun hükmü murtedın hükmüne benzer. Onun tevbesinın kabulü hakkında kuvvetli ihtilaf vardır Diğer bir so/e gorc; onun tövbesi öldürülmesini kaldırma/. Yalan ve başka bir şeyle Peygamber (uleyhisselâmj hakkında konuştuğunu Peygambere (sal-lallahu aleyhi vc sel/em) noksanlık izafe etmek suretiyle zikrederse. Peygamber (aleyhisselâmjin hakkı için öldürülür. Eğer bunları gizlerse, onun hükmü zındığın hükmü gibidir. Bizim katımızda tevbesi öldürülmesini kaldırmaz. Nitekim bu hususu beyan edeceğiz inşallah.
Lbu Hamfe (rahimehuHah) vc ashabı (hnam Ebu Yusuf. Muhammed, Zufer) (rahimehınnuUah) (YıyorVaf ki: Kim Muhammed (aleyhisselâm)dan beri olursa veyahut O’nu yalanlarsa o kimse murieddir. Kanı helaldir. Ancak levbc edip dönerse o müstesna.
Ibn Kasım diyor ki: Bir Müslüman, Muhammed (alvyhısselâm) peygamber değildir; veyahud peygamber olarak gönderilmedi, veyahut da kendisine Kur’ân gelmemiştir, Kur’ân ancak kendisinin uydurduğu bir jeydir derse, o kimse öldürülür.
Ihtı Kasım diyor ki: Muslumatılardan biri ResCılullah (sallallahu aleyhi ve sellem/ı inkâr edip küfrederse, o kimse mUrted gibidir. Öldürülür. Vine böylece kim Peygamberi (aleyhisselâm) yalanladığını ilan ederse o kimse murted gibidir. Tevbe etmesi teklif edilir. Tevbe ederse ne âlâ. Etmezse öldürülür. Yine İbn Kasım, kim kendisinin peygamber oldu-|unu vc vahiy geldiğini iddia ederse, o kimse murted gibidir, diyor. Şuhsun da aynı görüşü ileri sürüyor.
Ibn Kasım diyor kı: Kim gizli veya aşikâr olarak peygamber olduğu-lu iddia ederse, o kiin.se murted olur (dinden çıkmış olur). Esbağ b.el-Ferec o kimse rnürled gibidir, diyor. Çünkü o, Allah’a iftira etmekle leraber Allah’ın kitabını inkâr ediyor.
j Eyheb, kendisinin peygamber olduğunu, yahut kendisinin insanlara ^ygamber olarak gönderildiğini iddia eder veyahut sizin peygamberimizden sonra peygamber gelecektir diyen Yahudi hakkında diyor ki: O, )tı iuısusları alenî olarak söylemişse kendisine tevbe etmesi teklif edilir.
Kendisi hakkında lulbuvvci ve peygamberlik iddia cltığı ıgndç^ lah'a iltira edieidir.
Muhnmmed h.Stilimin (rahımvhnl/alı) diyor kı: Kim Muliiiınnıedfef. hisse/âm)\n getirdiği luısuslardan bir harf hakkında ^üpheederse.okı^ kâfir vc münkirdir. Ve yine, kim Peygamber (alcyhisselâmjt yalanlar^j' bütün bilginler katında hükmü: ölıırndm.
Suhnun'uu dostu Ahmed h.Süleyman diyor ki; Kim Peygamberfe;, hisselâm) siyahdır derse, öldürülür. Çünkü Peygamber siyah değildi (beyaz, idi). Ebu Osman el-Haddad'\n görüşü deaynıo;. der ki; Eğer Müslümanlardan biri Peygamber frr/ey/ı/s.se/Jmysakalıp? meden vefat etti veya O, Tehame’dc (Mekke’de) değil. Taheric’de rib’de bir yerin ismi) idi derse, öldıırulıır. Çünkü PeygamC (aleyhisselâm)\u varlığını nefyetmektir.
Habil) b.Rahi diyor ki; Peygamber (sullallalnı aleyhi vesellemUn^. fatını ve bulunduğu yeri tebdil etmek ve değiştirmek küfürdür, j peygambere açıkça izafe eden kâfirdir. Hu hususta tevbe edeninin^' kabul edilir. Bu hususa gizli olarak inanırsa o kimse zındıktır, oldir lür. Tevbe etmesi kendisine teklif edilmez, tevbesi kabul olunmaz.
Birkaç mânâya gelmesi ihtimali olan kelime ile konuşur. Veyahutö)k bir söz söyler ki. Peygamber (aleylnsselâmh\ \c başkasına hamlolunma’ mümkün olur. Veyahut peygamber hakkında iyilik mi ifadccdcrvşı kötülük mü ifade ettiği hakkında tereddudde kalınır. İşte bu ikimakaı da, bu sözleri .söyleyenler hakkında düşünülmesi gerekir. İbretalınaal müctehidlerin ihtilaf edecekleri bir yerdir, ilmi ile âmil olan bilginkriı beraatlerinin istenmesi için durulacak husustur. Sapıtıp helak olanli açık seçik olan delillerden helâk olsun diye, kurtulan ve hidayeteka« şan da açık olan delillerle kurtulsun diye.
Bilginlerden bir kısmı vardır ki. Peygamber (sallallahu aleyhi lem)e hürmetin vaeib olduğunu, onun şan vc şeref sahasının konini» sim tercih ederek bunları söyleyen kimsenin tevbesini talep eimeds öldürmesine cür’et etti. Bilginlerin bazıları da, insanın kanının muine rem olduğunu, sözün başka mânâya gelmesi muhtemel olduğu için sf he ile ölümün kalkmasını tercih etti.