tours estambul ve modern islam

tours estambul ve modern islam

 tours estambul
 evet sizledre en güzel bilgileri yazan tours estambul diyorki bozulmaya başladığı durumlarda devreye giren darbe aktörleri, mülküm tarafsızlaşlırıldığı statükoyu yeniden sağlamaya yönelirdi.111. Selim’den itibaren bu din ü ilişkisi bozulacaktı; çünkü Yç niçerilerin “şeriat elden gidiyor” sloganının yerini padişah tarafından “devlet elden gidiyor” sloganı almıştı. "Allah aşkına devlet elden gidiyor Sonra fayda vermez. Ben bildiğimi size beyan eyledim. Siz de devlette hissemendsiniz (vurgular BG)” (Karal 1988: 148). Böylece saf veya kaba bir reformizmle devleti koruma kaygısı öne çıktı. Zahiren bakıldığında III. Selim ve II. Mahmud’un reformları, yeni bir ideolojiye, yepyeni bir değerler manzumesine dayanıyor değildi; aksine bunlar, İslam’ın gerektirdiği ve onayladığı önemli reformlar şeklinde sunulmuştu. Her şey din ü devletu^um yapılmaktaydı (Heyd 1993:53).

Ancak bu süreçte Bektaşî seyfıyenin bilfiil, Nakşibendî İlmiyenin ise bilkuv\'e saf dışı kalması, dine ağır basar hale gelen devletin meşrulaştırma aracından mahrum kalmasına yol açtı. Klasik dönemde devletin nötralitesini korumaya yarayan minör dinî ideolojiler, şimdi aynı devletin dönüştürülmesini haklılaştırmak için gerekliydi; ancak seyfiye ve ilmiye gibi devlete nisbeten mesafeli iki temel yönetici grubun tasfiyesi sonucu bu haklılaştırma imkânı kayboldu. Zira kendini tamamıyla devletle 02 deşleştirmiş eski kalemiye, yeni mülkiyenin devletin dönüşümünü meş rulaştıracak bir ideoloji geliştirmesi imkânsızdı.Bu ihtiyaç, modernleşmenin hızlandığı Sultan Abdülhamid dönemin de zirveye çıktı. Bu dönemde klasik çağda nötr olan İslam Osmanlı devle ti için, resmî bir ideoloji haline getirilmeye başladı (Karpat 2001: 187) Namık Kemal, Ahmed Midhat gibi bütün aktif gelenekselci-İslaracı ay dınlarm katkıda bulunduğu bu İslâmî dönüşüm sürecinde Ahmed Cev det, hem teorisyen, hem pratisyen olarak kritik bir rol oynadı. Nizam-ı Cedit dönemini karakterize eden genel bir tutum olarak pasif geleneksel ciliği belli bir isimle temsil etmek mümkün değilse de Tanzimat döne minde ortaya çıkan aktif gelenekselciliği Ahmed Cevdet’in ismiyle temsil etmek mümkündü.
Tarihte siyasi liderler dışında eserleriyle yaşadıkları devirleri temsil düzeyine ulaşabilen nadir aydın olmuştur. Bir aydın ve devlet adamı olarak çok yönlü kişiliğiyle Ahmed Cevdet Paşa (ı823-ı895)’nın ismi adeta Tanzimat ile özdeşleşmiştir. Tanzimat’ın uçlara kaymaksızm belli bir meşruluk çerçevesinde yürümesi, onun sayesinde mümkün olmuştur.
İSLAM’DA MODERNLEŞME !«-39)
Tanpmar (1997: 165, ı66)’ın dediği gibi 1850’detı 1895’e kadar ülkedeki icraatın büyük bir kısmı onun eseridir. Sultan Abdüllıamid, onun İstanbul’a gelişinin 50. yıldönümünü o kadar iltifatla kutlarken, memleketin bir numaralı iş adamını mükafatlandırıyordu.
Bu kadar önemine karşılık bir geçiş döneminin dağdağası içinde Sava Paşa gibi gereğince takdir edilmeyen Paşa, önce, vefatının 50. yıldönümü münasebetiyle Ebu'lula Mardin (1946) tarafından kadirşinas bir incelemeye, vefatının 100. yıldönümü münasebetiyle de bir sempozyuma (1997) konu edilmiştir.tours estambul Ancak gene de maalesef bugüne kadar onun kariyerini hakkıyla değerlendirecek incelemeler, hatta başta Tarib’i olmak üzere diğer eserlerinin de tenkitli bir yayını yapılmış değildir.'^'
27 Mart 1823’te bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan Lofça’da doğan Ahmed Cevdet Paşa’yı yapan, sıra-dışı yetişme tarzıydı. Ta çocukluğundan itibaren görülen olağanüstü bir öğrenme şevki ve azmi,'deyim yerindeyse bir arı gibi her çiçekten bal almaya meyyal kişiliği, onun vasatın üstüne çıkmasını sağlamıştır. Paşa, farklı İslâmî entelektüel meşrepleri temsil eden medrese, mektep ve tekke formasyonlarını bünyesinde birleştirmeyi başarmıştı. O, kendisini zorlu bir mücadelenin belclediği uzun hayat seferine sağlam bir donanımla hazırlanmıştı. Fatih Camiinde zamanın alternatif medrese programlarından ve en iyi hocalardan azami düzeyde yararlanmasını bilmiş, ayrıca bununla yetinmeyerek Mühendis-hâne-i Berr-i Hümâyun hocası Miralay Nuri Bey’den özel olarak "aklî (tabiî, riyazi) ilimler” tahsil etmişti (Chambers 1973: 448, 455, Tanpmar 1997; 160).
Paşa, medrese tahsilinin yanı sıra XIX. yüzyılın ilk yansında büyük şöhret kazanan, ulema ve üdebanın toplandığı gözde bir mekân, adeta bir akademi sayılan Murad Molla tekkesine devam ederek kazandığı
Tarihinden hareketle bugüne kadar Cevdet Paşa hakkında yapılan en önemli çalışma, Christoph K.Neumann (ıgggI’ın Türkçeye de çevrilen doktora tezidir. Christoph K.Neumann, Das fndırekte Argument: Ein Pkdoyer für die Tanzimat vermitteis der Historie Die geschichtiiche Bedeutung von Ahmed Cevdet Paşas Tarih (Hamburg: Münster, 1994). Hakkındaki diğer eserler arasında Kütükoğlu {1986), Meriç (1979), Sözen (1998), Yavuz (zoo2)’u sayabiliriz.
Chambers (1973: 448, 454)’m verdiği bilgiye göre, bütün gün ve gecelerini ders çalışmakla geçiren Ahmed Cevdet, İstanbul'daki talebelik süresince, ailesiyle Rama-zan’ı geçirmek üzere memleketi Lofça’ya sadece bir kez gitmişti. Hatta bir ara çok çalışmaktan sağlığını kaybedecek hale gelince doktor tarafından istirahat tavsiye edilmişti.
392 1'^ BEDRİ GENCER
ınesnevîhan icazetiyle hetn tasavvuf, hem de edebiyat zevki almıştır. Bu. radan da oldukça iyi referans alarak çocuklarına özel ders %'erraek üzere hayatını değiştirecek olan Mustafa Reşid Paşa’nm konağına girer. Bu konak. Paşa’nın ufkunu açan, hayata bakışını belirleyen, siyaset yoluyla dünyanın değiştirileceğini öğreten bir mektep olur.
Burada mevcut İslam kültürünü siyaset, hikmet-i hükümet kültürüyle birleştiren Paşa, bu biricik formasyonuyla tarihin akışına seyirci kalan ulema sınıfından sıyrılarak öne çıkar. Ebul’ula Mardin (1946: 58)’in belirttiği gibi Paşa, Osmanh tarihinde kazaskerlik rütbesinden vezirlik rütbesine atlayan tek kişiydi. Sadrazam Şirvânî-zâde Mehmed Rüşdü Paşa da kendisi gibi tarik-i İlmiyeden idare ve siyasete geçmiştir. Ancak o, “devletin etvâr u esrârını öğrenmeden” ilmi rütbelerin başlangıcı olan müderrislikten birden vezirliğe atlamıştı. Cevdet Paşa (1986: IV/125) ise ilmi rütbelerin sonuncusu olan kazaskerlikten vezirliğe geçmişti. Dolayısıyla bu rütbeye gelmeden "devletin sırlarına vukuf kazanmış”tı.
tours estambul sundu..